3 Kasım 2010 Çarşamba

Koku


Krallığın en pis kokan kenti Paris'te o pis kokmadan dünyaya gelmişti (1738), çünkü kokmuyordu, kokusuzdu... ama ona ''çok büyük bir yetenek'' bahşedilmişti. Amacı dünyanın ona sunduğu tüm kokuları duyabilmekti (bir çeşit kendinde olmayanı aramaktı). Çünkü buna İHTİYACI vardı.

Evet başardı; elinde paranın, şiddetin ya da ölümün gücünden büyük bir güç vardı (1767). İnsanlarda sevgi uyandırmanın yenilmez gücü. Parfümün yapamayacağı tek şey; kendisini diğer insanlar gibi seven ve sevilen yapamıyordu. Evet sonunda belki sevilmişti! sevilerek, insanların belki de ilk defa sevgiyle bir şey yaptıklarını düşündürerek ölmüştü. Yok oldu kokmadan ve sevmeden...

Kokuyorum, Seviyorum ve Seviliyorum. İşte gerçek güç...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder