23 Ocak 2011 Pazar

hangisi?

   Aşıksan görmezsin bazı şeyleri,sevdiğin çok yakışıklıdır,herkesten üstündür,aileleriniz uymasa bile olsun dersin biz anlaşıyoruz ya,birçok şeyi görmezsin ayrıntılara takılmazsın.Peki ya sonra....Evlenirsiniz herşey yolundadır ta ki aşk bitene kadar,sonra ayrıntılara takılırsınız,aman olsun dediğiniz şeyler gözünüze gözünüze batar,sıkılırsınız sıkıcı olursunuz.Her aşk evliliği de böyle olmaz tabi,sadece aşkla hareket eden insanlar yaşar bu tip durumları.Çevremde de birçok örneğini görür oldum son zamanlarda.E peki eskiden neden boşanmalar bu kadar fazla değildi?Aslında bunun birçok sebebi var;kadının ekonomik özgürlülüğünün olmaması,ailesel baskılar gibi birçok neden sayılabilir fakat benim dikkatimi çeken nokta şu ki:eskiden üçüncü şahıslar gelin ve damat adayını öyle ya da böyle tanıyan insanlardı,yani şunu söylüyorlardı
   -Ayşe kuralcı,titiz,sevimli,güler yüzlü vb
   -Ali de itaatkar,güleryüzlü vb
Yani iki insanın özelliklerini karşılaştırıp hıh bunlar anlaşırlar hadi evlendirelim diyorlardı.E tabi aşık değiller ayşeyle ali birbirine.Sonra bakıyorlar ki aaa ali de aynı benim gibi düşünüyor,ayşenin bu özelliği tam bana göre bıla bıla bıla,keşfediyorlardı yani birbirlerini ve sevgi zamanla oluşuyordu.Belki de daha sağlam temeller üzerine oturtuluyordu evlilikler.Siz nasıl düşünürsünüz bilmem ama ben görücü usulü evliliklere artık sıcak bakmaya başlıyorum galiba,hadi bakalım hayırlısı...:)

2 Ocak 2011 Pazar

Düşes

     Lady Georgiana onsekizinde Düşes olur.Dükün tek isteği düşesin ona erkek bir evlat vermesidir.Fakat düşes bir türlü erkek varis doğuramaz,bir kız ve bir kız daha...Dükün aldatmalarına ses çıkarmayan çıkaramayan düşes,en yakın arkadaşıyla onu aldatmasına dayanamaz.Bu aldatmaya sadece,eski aşkıyla birlikte olabileceği bir anlaşmayla razı olabileceğini söyleyen düşes,dükün ona vahşice tecavüzüyle cevabını alır.Dük bir anlaşma yapmaz çünkü o ne derse o olur.Ve bu tecavüz sonucunda düşes erkek bir çocuk doğurur.
     Evlilikleri dükün fahişesiyle yaşadığı ve düşesin hapis hayatı yaşadığı bir hal alır.Ve düşes aşığıyla görüşmeye başlar.Bütün Londra bu aşkı konuşmaya başlar ta ki dükün düşesi çocuklarını göremeyeceği gerçeğiyle karşılaştırıncaya kadar.Bu tehdide boyun eğmek durumunda kalan düşes hapis hayatına geri döner.Fakat aşığından hamiledir,dükün emri üzerine bir köye gönderilir,sessiz sedasız bebeğini doğurur ve aşığına teslim eder.
    Ve hayat kaldığı yerden devam eder....
    Sonu pek etkileyici olmasa da izlenilebilir bir film.....

Ginseng ve guarananın muhteşem kombinasyonu

                                                    Guarana                          Ginseng

 Tek amacım elektrik süpürgeme yeni bir torba almaktı.Yürümeyi sevmeyen biri olarak onca yolu yürüdükten sonra bu torbayı almak için süpürgenin markasını söylemem gerektiği söylenince kan beynime çıktı.Bilmiyordum evet bilmiyordum ve boşuna yürümüştüm.Kahretsin diyerek çıktım dükkandan.Gittim bir film aldım: Düşes.Posta gazetesi de film veriyormuş:Aviator ve Tuhaf Günler,pek tarzım değil gibi ama olsun film almak için aldım işte.Hı buarada bir kahve tutkunu olarak yeni bir kahve keşfettim:Ginsengli ve guaranalı kahve.( Ginseng bütün vücut için toniktir. Vücudun zayıflıklarla mücadelesine yardımcı olur, enerji düzeylerini yükseltir ve atletik performansı artırır.)Cinsel uyarıcıymış aynı zamanda,ihtiyacım yok şimdilerde ama olsun dursun bakalım bir köşede.




1 Ocak 2011 Cumartesi

en iyi dostum:yalnızlığım

  Nasıl da yanlızlaşıyoruz farkında mısınız?İnternet hayatımızın büyük bir parçasını oluşturuyor.Dışarı çıktığımızda acaba  neoldu kim ne dedi,hep aklımız orda,pcde.Gittikçe yanlızlaşan toplum oluyoruz.Yalnızlığımızla bütünleşiyoruz,artık ondan şikayet etmiyoruz.Arkadaşlarla dışarı çıkıp sohbet etmek çoğu zaman zevk vermiyor,sanal sohbetler daha çekici geliyor.Kimliğimizi bilmeyen insanlarla konuşmak rahatlatıyor belki bizi,cesaretlendiriyor.Atıp tutuyoruz belki de,ağız dolusu küfürler savuruyoruz,özgürüz,kınayan yok,aaa sana yakışıyor mu diyen de yok.Yalnızlığımızı biraz da kendimiz yaratıyoruz.Kim bilir belki hala bunları yaşamayan,hala akşamları ailesiyle günlük sohbetler edip,arkadaşlarıyla gerektiğince vakit geçiren,yalnız yaşamayan insanlar gülüyordur,hayat sokaklarda diyordur.Ama benim hayatım böyle değil.Tek başına geçirilen bir yılbaşı sonrası,yılın ilk günü de hala aynı yalnızlık duygusunu tadan bir insandan anca bu kadar.