30 Aralık 2010 Perşembe

Bundan böyle çam ağacı süslemiyoruz,Şam'a eğlenmeye gidiyoruz

   Yılbaşı gecesi....Yani yarın.Herkeste bir telaş,ne giysem,nereye gitsem,ne pişirsem,ne içsem....Bense beklemedeyim sadece.Bir yere davet edilir gibi gibi olmakla beraber,gitsem mi gitmesem mi diye bir düşüncede yok.Ha şu da var, 1 hafta önce davet edenlerden yılbaşına 1 gün kalmasına karşın ses seda yok.O yüzdendir ki telaş 0(sıfır).Ya davetlerini yenilemezlerse diye hayıflanma da yok galiba.Aman napayım çok da önemli değil diyorum,doldururum küvetimi,alırım biramı sigaramı,geçiririm yılbaşımı.
  E  tabi yılbaşının yaklaşması ile beraber,bizim sohbetlerde pek keyifli olmaya başladı iş ortamında.Yılbaşı kutlanmalı mı kutlanmamalı mı? İşte bu vahim soru insanlarımız beyninde bir tepe taklak durumu yaşatmakta.
-Şahsen ben bu günü noel olarak değil sadece yeni bir yıla gireceğimiz için,yeni yıla hoş bir şekilde girelim diye kutluyorum
-Ama nasıl olur şekerim,bizler müslümanız müslümanların takvimi bu değil,yani senin sandığın yeni yıl şimdiki yeni yıl hiç değil!!
-Olsun canııımm,maksat eğlenmek değil mi?
-Hiç düşündünüz mü niye yılbaşında çam ağacı alırlar?,Noel baba kimdir?
-ımm kim ki?&?
-Aslında hristiyanlar hz.isa'nın tekrar geri geleceğini düşünürler(ki zaten gelecek),düşünürler düşünürler de incilde yazan :hz.isa şam'a gelecek sözünü bizim hristiyan kardeşlerimiz çam'a gelecek diye anlarlar.O gün bugündür ki çam ağaçları süslenir Noel babada hz.isaya benzetilir ve hz. isanın geleceği zaman getireceği yenilikleri noel babadan şimdilik hediyelerle geçiştirirler.
-Hımm way be öylemiymiş,bak sen şunlara bizim Şam,Çam olmuş desene!!

Aşağılardan bir yerden..

     Ayaklarını görüyorum,paçaları tozlanmış pantolonun sonra.Kafamı kaldıramıyorum,nerdeyim bilmiyorum.Yaslan demiştin en son,bir de hayata burdan bak.Evet söylediğin gibiydi yaslandığım omzundan herşey çok güzeldi,herşey sendin bense mutlu.Şimdi nerdeyim,neden sen yoksun,niye aynı yerden bakamıyorum hayata?Burdan da herşey sensin ama bi bi bişeyler eksik,ben mutlu değilim.Gözlerim buğulu,kalbim şaşkın...Kalkabilir miyim burdan?.... gücüm yok kalkmaya,kalbim can çekişiyor.Çırpınmıyorum aslında,kalkmamalıyım,biraz daha sürünmeliyim buralarda ki bir daha yaslanmayayım o omuzlara.

23 Aralık 2010 Perşembe

!...

   Kendi kendine yetmeyi bilir oldu bu beden senden sonra.Kasıklarımdan gelen kokunu sıyırdım attım kilodumdan.Her sevişmeden sonra senden bana kalan beni tiksindiren bazen de sana ait olduğumu hissettiren koku.Aylar oldu sana ait olmayalı,ve ilk defa kendim için giyindim.Işıkları söndürdüm,yaktım bir sigara...Bu bir vedaydı belki de bir başlangıç.Ama git istedim,bedenin başka vücutlarda zevk terleri dökerken hala bir yanının bende olması saçmaydı.Heyecanlı değildim sen yoktun...İzledim kendimi,bedenimi,ruhumu..evet tamamen gitmiştin benden.Her çırpınışta uzaklaşan sen yine birşeyler öğreterek gittin benden....

18 Aralık 2010 Cumartesi

Normal Ben!!

   Laptopumu açasım gelmedi 2-3 gündür.Onu faceden silmenin verdiği bir rahatlıkmıydı bilmiyorum.Ama rahattım,mutlu,kendi halinde ve aşmış.
  Ben böyle kendi halinde rahat ve evi bok götüren bir halde eve yeni gelmişken,telefonum çaldı,eski çalıştığım şehirden bir arkadaşım ''ben geldim aç kapıyı''dedi.Ev konusunda ürkmemesi için onu baştan uyararak içeri aldım.Ne hazırlıklı hatunum ki evde dün geceden yaptığım dolma vardı,oturduk yedik.Kahveler yapıldı fallar bakıldı,maziye dalındı.Önce ben anlattım,içimde kalan son kırıntıları  onunla paylaştım ve farkettim ki artık eskisi kadar üzülmüyorum,her anlatışımda bir parça azalıyor aşkım ve nefretim.En son izlediğim bir filmi anlatır gibi döküldü ağzımdan kelimeler,beni etkilemeyen ve bir daha olsa bir kere daha izlerim demeyeceğim bir film.
  Her insan ayrı bir hayat deriz ya,o garibim benden daha dertliymiş,başladı anlatmaya,ahh canım dedim,dayanamadı lavaboya koştu,kustu kustu kustu...O da biriktirmiş içinde,onun ki farklı bir dışa vurum oldu tabi...Sonra yatırdım onu,ben de odama geçip kitabıma daldım.Bir baktım içeriden bir ses geliyor,bizim kız ona acı çektiren adamla konuşuyor ağlıyor seviyorum seni diyor.Ah be aşk,ah be kadınlar,nasıl varlıklarız biz böyle demekten kendimi alamadım.

12 Aralık 2010 Pazar

Deneme 1

    Ev arkadaşı bulma çalışmalarına başlamış bulunmaktayım.İlk görüşmemi az önce yaptım.Yanında dün akşam lal'in masasında oturan kız da vardı.''Ayy dün ne tatlıydın öle''diyerek başladı ve dün akşam yaptıklarımı birer birer anlattı.Ben de yapma ya çok utanıyorum dedim.Ama o utanılacak birşey yapmadığımı çok şirin olduğumu söyledi,dün gece aslında bir kız da daha varmış böyle kendini kaybeden,o daha çok azıttığı için ben pek dikkat çekmemişim.İşte bu beni çok mutlu etti.Neyse biz böyle sohbet ederken ev arkadaşı adayım da bön bön bizi izliyor,bir kaç soru sordum konuşmaya çalıştım ama kızın cevapları konuşma tarzı beni tatmin etmedi.Fazla bön,zaten kız da korktu benden,şimdi bu kız hergün evde içip içip sızar diye düşündü heralde.Sonra telefonu çaldı kızın o sırada ben kıza içimden ayy ne donuk kız diye söylenirken,yanımdaki hatun ''bakma böyle donuk göründüğüne yeni bir şehre alışmak zor olduğu için böyle,normalde tatlı kızdır dedi.Tabi ben hiç öyle olduğunu sanmıyorum.Telefonlarımızı falan verdik,haberleşicez ama ben onla hayatta aynı eve çıkmam.Şimdi de ne desem acaba diyorum içim ısınmadı elektrik alamadım falan desem evlenicek çiftler gibi,ama bu da bir yerde onun gibi birşey aslında,aynı evi paylaşıcaz kolay değil ve ben böyle biriyle aynı evi paylaşamam.Yeni adaylar bulmam lazım en kısa zamanda.

İçmişim başım dönüyor&&

    Nasıl bir geceydi ama!?Wuuuwwwhh.Hala etkisindeyim.
    Aslında ilk gittiğimiz dakikalarda çok gergindim,birini görürmüyüm sinirlerim bozulurmu diye,nitekim de gördüm.Geçen sene sorun yaşadığım bir kaç kişi benim yan masamda oturuyorlardı.Çok sinirlendim hatta kalkıp gidecektim ama amann dedim niye ben gidecekmişim onlar gitsin.Ve onlar müzik başlamadan kalktılar:))ayy nasıl mutlu oldum,evet gece başlasın dedim.gruptaki kızlar gelmeye başladı yavaş yavaş.Tanıştık sohbet ettik havadan sudan,onlar şarap içti ben vişne votka.Tanışmanın şerefine kadehler kaldırıldı.Aaa bir baktık yan masada lal var,onuda çağırdık,onun bir arkadaşı da ev arkadaşı arıyormuş,bugün tanıştıracak bizi bakalım belki anlaşırız.Neyse o kalktı sonra biz sohbete devam ettik ama tabi ben dururmuyum uzun zamandır içmemişim böyle bir ortam bulunca 1,2,3,4 kadeh derken sarhoş oldum.Yanımdaki kıza hayatımda ne var ne yok herşeyi anlattım anlattıkça içtim,içtikçe anlattım.Gülüyorum kahkahalar atıyorum,kendime engel olamıyorum,allahım diyorum kendime gelmeyim.Lavaboya gittim kendine gel kontes kendine gel,çıkıyorum dışarı yok,konuşurken yine cozutuyorum.Kalktım lallerle halay çektim o kafayla göbek attım,o halimi düşünmek bile istemiyorum.Sonra tutturdum ben de sahneye çıkıcam diye,bana engel olmaya çalışıyolar ama ben daha çok bağırıyorum ben de söylicem diye.Beni hava almaya dışarı çıkardılar,acı kahve falan içirdiler,ben önce içmek istemedim ama sonra sinirlenip bir fırtta o sıcak kahveyi içtim,dilim hala yanıyor!!Sonra ben içeri girdim sallana sallana,baktım bunlar bana engel olmaya çalışıyo,ben de lallerin masasına gittim,orda da bir güzel kendimi rezil ettim,bunlar sonra bana zorla montumu giydirerek beni eve getirdiler,eve getirdiler derken biliyorsunuz bu insanlarla yeni tanıştığım için evimi de bilmiyolar,kendi evimin yolunu bulmakta zorlansamda sonunda bulduk.Beni yatırıp çıktılar,ben de sızmış kalmışım zaten.
    Evet artık kendimdeyim ve bir daha o insanların  yüzüne nasıl bakıcam bilmiyorum,ilk tanıştığımız gecede böyle kendimi kaybetmem çok kötü oldu.Muhtemelen benimle bir daha görüşmek istemeyeceklerdir.Gecelerini berbat ettim çünkü,ama bak allah var onlar da iyi insanlar çıktı,hepsi beni zaptetmek için ellerinden geleni yaptılar.Bana yaptıkları ilk ve son iyilik olsa gerek.Nesse napalım artık yapıcak birşey yok,oldu bitti,en azından ben rahatladım sanki üzerimde büyük bir yük vardı ve ben o yükü dün attım üzerimden,mutluyum....

11 Aralık 2010 Cumartesi

Köftehor

    Kurstan bir arkadaş, beni arkadaş gurubuyla tanıştıracaktı bugün,birlikte yemeğe gidip ardından canlı müziğe gidecektik.Bugün sabah aradı teyid etmek için,ben de kurstan başka bir arkadaş vardı,onu da arayalım o da gelsin dedim.Tamam dedi ararsın 8 de orda olur.E ama 7 de buluşacaktık dedim ben.Yok dedi biz seninle ikimiz 7de yemek yiyeceğiz ordan sonra arkadaşlarla buluşucaz.Ben de hımm dedim,çaktım köfteyi,benimle başbaşa yemek ayarlamış ama bana farklı yansıttı.Ben 1 saat sonra onu arayıp yemeği bu seferlik ertelesek 8 de buluşsak olur mu dedim,o da mırın kırın yapıp tamam dedi.Hoşlanabileceğim bir tip olsaydı belki çıkardım ama hiç tipim değil,üstelik bu durumu suistimal ediyormuş gibi geldi bana.Çünkü önce hep birlikte yemeğe gideceğiz demişken sonra sadece biz gidicez dedi.Hiç hoşlanmam böyle çıkarcı tiplerden.
   Aslında biraz da kararsız kaldım gidip gitmemek konusunda.Nasıl bir ortamla karşılaşacağımı  bilmiyorum,ama aynı zamanda şansımı da denemek istiyorum.En azından bir alan yoklaması yapayım,kimler var kimler yok,üstelik kendime bir ev arkadaşı ararken bu görüşme iyi olabilir.Kim bilir belki iyiki gitmişim derim,hadi bakalım gece başlasın!!!

10 Aralık 2010 Cuma

''ben şerefsiz değilim''diyenden kork!!!

    Servisten sıcağı sıcağına notlar...Bizim serviste 2 çocuklu çılgın bir bayan var,çok da samimi değiliz aslında.Bugün yanıma oturdu ''kız sen o şerefsizden ayrıldın mı'' dedi.Hıı evet dedim ayrıldık.''İyi yapmışsın o şerefsizden ayrılmakla,sen ayrıldın dimi''o sırada derin bir sessizlik oldu,aslında ne diyeceğimi bilemedim,o terk etmişti beni ve gururum bunu söylemeye elvermedi.''Ayy nolurr ben ayrıldım de,gözünü seveyim'' dedi.Ben de ımm kem küm ayrıldık işte boşver ya dedim.Sonra başladı anlatmaya meğer o benimle birlikteyken bu hatuna sulanmış,gece gündüz mesajlar,kapıya kadar gelmeler falan.O da en sonunda dayanamamış benim o sıralar çok samimi olduğum bir kız arkadaşıma söylemiş bana söylesin uyarsın diye.Ama tabi o kız da söyler mi bana,biz onun sevgilisiyle 4lü guruptuk,klasik sürekli bir yerlere gider gezer tozardık.Söylediği taktirde bu ortam bozulacak ve benim sevgilimin arabası ve gezilecek görülecek yerler hayal olacaktı.Daha sonrasında başka kıza aynı şeyleri yapmış,inanılır gibi değil ama gerçek.Bunları yapıcak potansiyeli görüyorum onda.
   Ben içimden way be derken derin düşüncelere daldım.Kendime yakıştıramadım.Sonra döndü bana ''ıyğğ ne buldun sen onda be,yürürken yanından bile geçemeyecek adama iyi pirim yaptırdın walla''dedi.Evet doğru söylüyordu,ilişkimiz süresince bana,hala benimle birlikte olduğuna inanamıyorum derdi.Beni uzaktan sürekli takip edermiş ve bana hayranmış,e bir şekilde uzun bir süre sonra emeline kavuştu.Bana ''bugüne kadar kimse bana şerefsiz demedi,şerefsiz dedirtecek hiçbir şey yapmadım yapmam da'' derdi.Bazen insanlar olduklarının tam tersini gösterme çabasındadırlar.Bu şerefsiz de aynı şeyi yapmaya çalıştı ve başardı.Gün be gün yalanları dolanları ortaya çıkıyor.Ve ben her geçen gün ondan değil kendimden utanıyorum.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Umut

     Gökyüzünün açık mavi ve bulutların her an dokunacakmışcasına yakın olduğu,kış mevsimin kendini göstermeye başladığı şehrin sokaklarında yürüyorum.Bir gece önce onun faceinde  sevgilisiye ulu orta yaptıkları cilveleşme yazılarının etkisindeyim hala.Dik durmaya çalışıyorum,o kaybetti diyorum içimden,herkese ispatlama derdindeyim sanki.Kursta daha fazla duramayıp atıyorum kendimi dışarı,yalnız gitmemeliyim,bir arkadaşımı davet ediyorum.Beni tanımaya çalışıyor o da ve kendi grubundan bahsedip beni de aralarına davet ediyor.Evet diyorum tanışmalıyım,belki benim onlarla eğlendiğimi artık mutlu olduğumu görür.Sonra dönüyorum ve kendime diyorum ki ''hala kendini ona ispatlamaya çalışıyorsun,hala o fazlasıyla umurunda'',olsun diyorum,yapmalıyım.Cuma günü gitara başlıyoruz aynı arkadaşlarla,cumartesileri dans günleriymiş ve diğer günler de dolu dolu geçiyor haliyle.Tamam diyorum tam benlik.Yeniden kendimi bulacağım ve kimbilir belki de aşık olacağım ortam.Hadi bakalım yelkenleri hazırla....

4 Aralık 2010 Cumartesi

Heyy siz!!

    Şu beni çekemeyen kızlar,size sesleniyorum.Siz kendine güvenmeyen,yanınızda hoş bir kız bulunmasından haset duyan,beni kendinizden üstün gördüğünüz için bana farkettirmeden beni süzmeye çalışan,köşelerde sürekli fısır fısır benim dedikodumu yapan pısırıklar.Bu yapmaya çalıştığınız şey herneyse -benimle iyi anlaşıyor görünüp arkamdan dedikodumu yapıp,sürekli yanımda seyahat planları yapıp kakara kikiri fotolarınızı bana gösterip sonra birbirinize bakışmalarınız -beni iyice sinir etmeye başladı.Biliyorum amacınız da bu,ama ben sizin bu küçük beyinlerinize sinir oluyorum,hala ergen havalarında yaptığınız hareketlere sinir oluyorum,evet ben yalnızım son zamanlarda,ama yalnızlıktan ölsem de sizin gibi mahluklarla iş dışında birlikte olamam.Sizin kendinize güveniniz sıfır,sürekli benim dedikodumu yapıp,benim yaşadığım şeyleri çekiştirip sonra da bana nispet yapmaya çalışıyorsunuz.Sizin başka işiniz mi kalmadı yahu.
   Dün gece içlerinden biri aradı beni yine.''Napıyorsun canım'' ben de ''evdeyim film izliyorum''-keşke başka bir cevap verseydim-dedim.'Aaa öyle mi,biz de kızlarla dışardayız,arkadaşlar gelecek burdan onlara geçicez,takılıcaz işte,neyse canım hadi görüşürüz''.Ayy bu nasıl da sığ bir plan.Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz,yapmaya çalıştığınız herneyse artık gözümde hiç bir değeriniz kalmadı.Oyun oynamak istiyorsanız oynarız,bugüne kadar hep iyi niyetimle yaklaştım size ama bundan sonra yok,siz nasıl istiyorsanız öyle....

3 Aralık 2010 Cuma

?

   İşte böyledir hayat,kahkahalar atarsın,aman be sen de dersin,kendine yeni bir düzen oluşturmaya başlarsın ya da başlama gayretindesindir ama bir bakarsın mutlu değilsin.Aklına binbir türlü şey geliverir bir anda,yok dersin bu mutlu gözükmeye çalışan kız sen değilsin.Peki ben kimim?hala neyin acısını yaşıyorum,şu aklımdan bir türlü çıkaramadığım şey niye sürekli beni sıkıştırıyor,niye beni rahat bırakmıyor?Bırak da yeniden hayata döneyim,bırak da biraz  ben güleyim.
 

2 Aralık 2010 Perşembe

Düşünce gücü - Kitaplar

   Dün gece iyi şeyler düşünerek uyudum,evrene güzel mesajlar verdim.Evet çok etkili,kesinlikle uygulanması gereken birşey,çünkü sabah kalktım ve uzunnn bir aradan sonra ilk defa kahvaltı yaptım,çok mutluydum,sürekli kendimi iyi şeyler olacağı konusunda düşünmeye sevk ettim,bugün çok güzel ebrular yapacağım dedim.Evet o da oldu,normalde beceremediğim şeyleri,bugün çok rahat bir şekilde yaptım.Okul çok verimli geçti.Arada bazı şeyler beynimi kurcalasa da onları yine düşünce gücüyle def ettim,en azından çalıştım.Eve gelip nefis bir fasülye yaptım,bir güzel de yedim,hem de 2 tabak.Yemek yemeği seviyorum mutlu olduğum zamanlarda,hani şu sürekli birşeyler yiyip kilo almayan tiplerdenim.Biliyorum bir çok bayan çok kızıyor ama ne yapayım bünye meselesi:)
   Sonra ev sahibinin kızı geldi.Apartmandakiler bana sitem ediyorlarmış,benim onları sevmediğimi düşünüyorlarmış.Aaaa dedim niye sevmeyeyim.Tamam o zaman dedi biz çekiniyorduk senden bundan sonra sık sık çağırırız seni.Ayy iyi olur valla,arada bu komşu muhabbetleri eğlenceli oluyor benim için.
   Ayrıca sonunda okuduğum kitabı bitirdim.Judith Mc Naught'un İçinde Aşk Saklı romanı.Çok kalın bir kitaptı,normalde sürekleyici olunca seviyorum ama bu kitapta da sanki sayfa sayısını arttırmak için lafı uzattıkça uzatmış,sürekli bir aksilik çıkıyor ve durum uzuyor,hani şu eski türk filmlerinde sevenler bir türlü kavuşamaz,yıllar sonra bütün gerçekler ortaya çıkar ve kadın ya da adamın suçsuzluğu herşey olup bittikten sonra anlaşılır ya,işte o tarz şeyler fazlasıyla vardı.Yok artık bu kadar da olmaz dediğim çok şey oldu.Yine aynı yazarın Kusursuz adlı romanını da okumuştum,zaten onu çok beğendiğim için bu kitabı aldım ama aynı zevki vermedi.Neyse bunca sözden sonra belki absürd kaçacak ama yine de tavsiye ediyorum,anlatımı güzel,betimlemeler çok hoş,bazı sahneleri gözünüzde canlandırmanız zor olmuyor.Ve yeni kitabım Ejdarha Dövmeli Kız.Onu da bugün aldım bir hevesle,bakalım yeni dostum ben de nasıl bir izlenim bırakacak?

1 Aralık 2010 Çarşamba

Kahvaltı

  Şu kahvaltı problemimi bir an önce çözmeliyim.Her sabah kahve ve sigarayla kendime gelip çıkıyorum evden,kursta yaklaşık 2 saat kalıyorum ordan da okula geçiyorum ve hala bir şey yememiş oluyorum.Karnım zil çalıyor artık o saatlerde,bir şeyler atıştırıyorum ve her gün yarın kahvaltı yapıcam diyerek söz veriyorum kendime.Ama diğer sabah yine aynı şeyler,yok,iştahım gelmiyor,canım hiç birşey istemiyor,koşa koşa mutfağa girip kahve yapıyorum,bir yandan makyaj yapıyorum bir yandan kahve ve sigara,arka fonda da kanald haber.İnsanlar alışkanlıklarını kendileri belirler ve benim bu alışkanlığım hiç de sağlıklı değil,çok güzel iştah açan kahvaltılıklar aldım,en sevdiğim peynir,zeytin,nutella,tahin ve pekmez.Immmm çok leziz,umarım yarın sabah da bunlara aynı iştahla bakarım...